23 Şubat 2009 Pazartesi

nil şirkete geldi

Cuma günü nil ilk kez sabah binasına geldi. Yolda Emine hanım getirirken uyuyakalmış, bi anda uyanınca kendini bambaşka bir yerde, bi sürü değişik insan arasında buldu ki akşam 18 i geçe geldi, yanı bina çok da kalabalık değildi. Herneyse, kızım bu yabancı ortamda uyanınca birden şaşaladı. Aslında daha uykusu vardı, ama ister istemez uyandı. Etrafında da tanımadığı insanları görünce önce bir ekşimik olduk. Sonra, neyse, bilgisayarla oynadık biraz mutlu olduk. Ama doğru düzgün pek kimseye yüz vermedik malesef. Gene de sonunda biraz kucak dolaştık =] Malesef benim cep telefonum kilitlendi o arada, pek fotograf cekemedik ama Behiye yle fotografimizi hulya cekmis sagolsun =] Donerken de Ozgur abi nin arabasini birbirine kattik. Ozgur abi de bizi mecburen moda yerine dikilitas ya birakti. Halamiza gittik. Meger kuzucum acikmis. Emine Teyze cantaya yemek koymayi son anda unuttugu icin kendimizi zor attik walla halamiza. Olsun, can kardesimizi sevdik, oyun oynadik, babamiz da geldi. Ohh, keyif oldu. Ama cumartesi babamiz goz ameliyati olurken gercekten cok uslu durduk hastanede. Biraz etrafi karistirdik, biraz da ordaki bi abi yle oyandik. Genel olarak superdik. Bu arada Murat'in da 30 senelik gozluk macerasi basarili bi ameliyatla bitti. Ne guzel bisi yaa, mucize gibi. 30 yil o gozluge tahammul ediosun, sona 10 dakkada hersey sifirlanio =] Bu cagin cocuklari olmanin sanssiz taraflari oldugu gibi sansli taraflari da var walla. Murat hala sabah kalkinca gozlugunu araniyor =] ama insan rahata cabuk alisir, bi sure sona akil erdiremeyecek nasil 30 sene gozlukle dolastigina...

1 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

Bunlar da var...

Related Posts with Thumbnails